2017 yılından beri Çanakkale'de hayatını devam ettiren 24 yaşındaki yazar Tamer Filiz, ilk şiir kitabını okuyucularla buluşturdu. Çanakkale'yi bir şiir olarak gören Yazar Filiz bu şehre karşı bir yandan öfke duyarken bir yandan da büyük bir sevgi beslediğini dile getirdi. Çanakkale OLAY Gazetesi'ne yaptığı özel açıklamalarla, yazı yazmaya nasıl başladığını, şiire nasıl yöneldiğini, yazı yazarak aslında tam olarak neler anlatmak istediğini, yaşanmışlıklar kadar bir o kadar da yaşanmamış duyguların, anların onu beslediğinden bahsederek; "Çanakkale'ye ilk kez 2017'de geldiğimde, çok farklı bir insandım. Bu şehir beni karakter, yapı, fiziksel olarak çok değiştirdi. Her anlamda değiştiğimi hissediyorum; insanlara bakış açım olsun, duygu karışıklıkları ile beni ben yaptı. O 2017'deki Tamer başkaydı sonrasında bir başkası oldu. Beni çok değiştirdiği için Çanakkale'ye sevgi, kırgınlık, nefret hissediyorum ama en çokta sevgi besliyorum, ondan dolayı halen Çanakkale'deyim" dedi.
Geçtiğimiz günlerde ilk kitabı olan 'Sesinde Yalnızlığın Öyküsü Var' adlı şiir kitabını okuyucu ile buluşturan Yazar Tamer Filiz, şiirle uzun süreli bir ilişkisi olduğunu dile getirerek; "10 seneye aşkındır yazı yazıyorum, şiirle beş altı senedir bir ilişkim var. İlk başta yerel bir gazetede köşe yazarlığı yaptım daha sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan teklif alıp bir dergide yazmaya başladım; Ataol Behramoğlu gibi yazarlarla çalıştım, ardından yazılarımı biriktirip 2023 yılında kitabımı satışa çıkardım" şeklinde konuştu.
Yazı yazmanın bir cesaret getirdiğini, yolun başında insanların düşüncelerden ister istemez çekinildiğini belirten Filiz; "Küçüklüğümden itibaren sanata karşı bir ilgim vardı, yaşıtlarım okul aşkının peşinden koşarken ben yazıp çiziyordum, normalde resim de çiziyorum. Hep şarkı sözleri yazıyordum, lise sona kadar bu süreci devam ettirdim ama sonrasında bu konuda yetenekli olmadığımı fark ettim, her insanın bir şeye yeteneği olur, üniversite için geldiğim Çanakkale beni biraz değiştirdi, yazdığım yazılar, burada yaşadığım hisler, Çanakkale'nin havası derken şiir yazmaya başladım, çevremdekiler garipsediler ardından şiirlerimi güzelleştirerek insanlara sunmaya başladım, aslında cesaret istiyor, insan yazdığı yazıları bir anda sunamıyor, ne derler diye çekiniyor" sözlerini kullandı.
Bir insanın hayatına dair parçaları gerek anlatarak gerek yazarak aktarmaya ihtiyaç duyduğunu dile getiren Filiz; "Benim cesaretlendiren nokta şu oldu; bir çıkış yolu arıyordum. İnsanlar yaşadıkları ya da yaşayamadıkları hislerini bir araç ile paylaşmak ister, sen gider biri ile konuşur, dertleşirsin, ben kaleme dökmeyi seçtim, en azından insanlardan daha az canımı yakıyor, insanlardan daha çok güveniyorum, başka bir tarafta bulduğum bir hayat diyebilirim" diye konuştu.
Yazdığı şiirlerin bazılarının lise dönemlerine bazılarının Çanakkale'ye dayandığını ve tecrübe edindiği her şeyin onu beslediğini vurgulayan Filiz; "Beni besleyen şeyler hisler sanırım; yeni hisleri yeni yaşanmışlıklar, yeni hayatlar. İlk kitabım çok eski dönemlere dayanıyor, lise döneminde yaşayamadıklarıma dayanıyor, bazı şiirlerim Çanakkale'ye dayanıyor; burada yeni insanlarla yaşadığın kavgalar, darbeler, bir şeyler hissediyorsun ama karşılığını alamıyorsun ya da ihanete uğruyorsun ve sonunda bunlardan besleniyorsun. Yaşayamadıklarımı kalemde yaşatmayı seviyorum" ifadelerini kullandı.
Kitabında yer alan şiirlerden en beğendiği yazıya dair bilgiler veren Filiz; "Kitabımın arkasında bulunan yazı benim gözbebeğim sanırım; benim için oldukça anlamı olan bir yazı, sanki benim kendi kafamın içinde bir dünya kurmuşum, istediğim şeyler var ama işte hayal bunlar, gerçek olmadıkları için kaleme döktüm, benim için derin anlamlar taşıdığı için en sevdiğim şiirim diyebilirim, öte yandan insanlar tarafından en beğenilen şiirim de bu. Çaresizliğimin içinde yaşar mısın, Sesinde yalnızlığın öyküsü var; bunlar ilk üçe girer sanırım" sözlerini kullandı.
Yazmaya başladığı ilk zamanlardan, ardından insanlar tarafından aldığı geri dönüşlerden ve yazı stilinden bahseden Yazar Filiz; "Daha bir şeylerin oturmadığı zamanlarda insanlar dalga geçti, yazar olup ne yapacaksın dediler ama pes etmedim, çocukluğumdan beri hayalimdi; insanlara bir şeyler sunmak, öldükten sonra bile insanlar okusun istedim çünkü yazarlar, sanatçılar yaşadıkları süre zarfında değer görmez, öldükten sonra o hak ettikleri değeri görürler. Benim hep hayalimdi; bir şeye sahip olmak, insanlara bir şeyler sunmak, bunun için uğraştım hep ardından kitabımı çıkardıktan sonra zaten insanlardan güzel geri dönüşler aldım ve bana başarabildiğimi gösterdiler. Hayatım da elbette değişti, tanımadığın insanlar sana güzel şeyler söylüyor, benim mottom bu zaten; tanıdığım bir insanın neler hissedebileceğini biliyorum ama tanımadığım insanlar bir cümle bile olsun bir şeyler söyleyince benim hoşuma gidiyordu. Mesela beş aydır çalıştığım yerden tanıdığım bir abi vardı; 'Tamer kitabını okudum, ben senin hayatının iki katını yaşadım belki de ama kitabını okuduktan sonra anladım ki senin kadar yaşamamışım' dedi. Benim için çok anlamlı bir cümleydi gerçekten. İnsanların sana saygı duyması çünkü yazmak gerçekten kolay bir şey değil, bunun ego ile alakası yok, yazdığın yazıları insanlar okuyunca belki de hissedemedikleri şeyler hissediyorlar. Benim de aslında istediğim şey; insanlar noktasını virgülünü kendi kafasına göre koysunlar, biri okusun, ben mesela virgülü sona koydum ama o sona koymuş olsun, belki onun hayatı o şekilde ilerliyor. Kaybettiğim duyguları kazanmaya çalışıyorum, bir yandan da çektiğin o acıları betimlemek, yazıya dökmeyi de çok seviyorum. Yazdığım yazıların sonlarını güzelleştirmeyi seviyorum, kısaca bu kitap benim hayatım diyebilirim" şeklinde konuştu.
Örnek aldığı ve beğendiği yazarlardan da bahseden Filiz; "Beğendiğim yazarlara gelecek olursak, Cemal Süreyya ile okumaya başladım, şiirlerinin sonlarını güzel yazması, sade bir dille yazmasını örnek aldım. Atilla İlhan'ı, Ümit Yaşar Oğuzcan'ı çok beğeniyorum; 23-24 defa intihar etmeyi deniyor ama başarılı olmuyor, ardından oğlu intihar ediyor Galata Kulesi'nde. Sonrasında oğlu için yazdığı yazıyı okudum, öyle bir duygu yoğunluğunu kaleme dökebilmiş, adamın içi kan ağlarken kalemini güzelleştirebiliyor, sanırım bana göre yazarlık budur" sözlerini kullandı.
Çanakkale'nin yazı yazma sürecinde kendisine oldukça şey kattığını vurgulayan Filiz; "Çanakkale'ye ilk kez 2017'de geldiğimde, çok farklı bir insandım. Bu şehir beni karakter, yapı, fiziksel olarak çok değiştirdi. Her anlamda değiştiğimi hissediyorum; insanlara bakış açım olsun, duygu karışıklıkları ile beni ben yaptı. O 2017'deki Tamer başkaydı sonrasında bir başkası oldu. Beni çok değiştirdiği için Çanakkale'ye sevgi, kırgınlık, nefret hissediyorum ama en çokta sevgi besliyorum, ondan dolayı halen Çanakkale'deyim, kısacası beni ben yaptığı için halen buradayım" şeklinde konuştu.
İleride belki bir roman yazma ihtimali olduğunu ama bu süreci Çanakkale'de gerçekleştiremeyeceğini çünkü Çanakkale'nin onun için bir şiir olduğunu dile getiren Filiz; "İlk bu yola çıktığımda yazmayı bir yan dal olarak görüyordum, kesinlikle yan dal derken küçüksemek amacıyla söylemiyorum çünkü kitap okuma oranı az, şiir daha da az, başka bir iş ile hayatımı sürdürürken bir yandan da istediğim bir şeyi yapmak gibi görüyordum ama şimdi yükselebildiğimi, gelişebildiğimi, insanlar tarafından sevilebildiğimi gördüğüm için bu alana bir tık daha fazla yoğunlaşmaya karar verdim. İleride açıkçası ünlü bir yazar olmak istiyorum, her zaman benimle var olacak bir şey yazmak. Şu anda düz yazı da ama insanlara sunmuyorum çünkü daha da gelişmem gerektiğini düşünüyorum o alanda, ikinci kitabım da şiir üzerine olacak. Üç bölümden yapmayı düşünüyorum ikinci kitabımı. İlk bölüm biraz uzun bir yazı sonrasında şiire dökmek istiyorum. İşin içinde tam olarak pişince belki roman yazarım, roman beni biraz korkutuyor, uzun bir yol ve Çanakkale'de roman yazamam diye düşünüyorum çünkü Çanakkale benim için bir şiir. Başka türde yazılar yazmam için farklı bir şehre gitmem gerekiyor, şehir değiştirmek iyi geliyor insana, öte yandan buradan da kopamıyorum" diye konuştu.
Yazılarının yeri geliyor çok sade bir dilde olduğunu yeri geliyor okuyucuyu zorladığını ifade eden Filiz; "Bazı yazılarım çok sade her çeşit insan anlayabilir ama bazı yazılarımı hissetmeden anlayamazsın, benim yaşadığım duygu durumuma göre değişen bir yazı stili çünkü onu yaşamam, üzülmem gerekiyor ki bir şeyler yazabileyim, üzülmeden bir şeyler yazamazsın, senin ya da kaleminin üzülmesi gerekiyor ki bir şeyler çıksın. Sade, monoton bir hayatın olduğun zaman yazılabileceğini düşünmüyorum, hayatın cefasını çekiyorsun ardından sefasını sürüyorsun" ifadelerini kullandı.
Herkesin rahatlıkla okuyabileceği, kendinden bir parça bulabileceği bir şiir kitabı ile karşımızda olduğunu ifade eden Filiz; "Sesinde yalnızlığı öyküsü var kitabı benim ilk göz ağrım, beni ben yapan kitap. Her çeşit insanın rahatlıkla okuyabileceği bir kitap, gündelik hayatından bir parça. Yazdığım şiirlerde bir deniz kenarında yürüdüğünü hissedebilir aslında" sözlerini kullandı.
Şiir kitabına kitapyurdu.com sitesinden 'Tamer Filiz-Sesinde Yalnızlığı Öyküsü Var' yazarak ulaşılabileceğini dile getiren Filiz; "Yazı yazmak dışında bisiklet hobim var, bisiklet ile birlikte şehir şehir dolaşıp, gezdiğim yerlerin videosunu çekip Youtube'da paylaşıyorum, insanlar Youtube'dan da takip edebilir. Bir şeylerle uğraşmayı seviyorum, insanlarla alakalı olmayan şeyler seviyorum çünkü insanlar insan olmayı hak etmiyor çünkü şöyle de bir yazım da var; şiir masumdur, insan okur ve kirletir. Kitaplarıma kitapyurdu.com sitesinden 'Tamer Filiz-Sesinde Yalnızlığı Öyküsü Var' yazarak ulaşabilirler" dedi.
