Çanakkale’de 19 Eylül Gaziler Günü coşku ve heyecanla kutlandı. Gaziler Günü etkinlikleri kapsamında Truva Atı önünde Günü Onur Yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşün ardından Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çanakkale Şubesi Derneği Başkanı Erol Günaydın, günün anlam ve önemine ithafen konuşma gerçekleştirdi. Başkan Günaydın, konuşmasında “Nice zaferler gören, bağımsızlığı ve istiklali için vatanını topyekûn koruyan, Trablusgarp’ta, Çanakkale'de, Sarıkamış’ta ve hatta Galiçya' da kanıyla vatan toprağını süsleyen bir ecdadın torunuyuz. Ve torunu olduğumuz bu kutlu milletin, beylikten devlet kuran Osman'ı gibi cesur, çağ açıp çağ kapatan Fatih'i kadar kararlı, Anka Kuşu gibi küllerimizden doğmamızı sağlayan Mustafa'sı ve daha niceleri gibi bir kahramanı, bir gazisiyiz” ifadelerine yer verdi.
Günaydın konuşmasında “Bizim muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda, cesaret ve yiğitlik ise şanlı Türk tarihimizde mevcuttur. Yüreğinde ve dimağında vatan ve millet sevgisi ile görev yaparken canlarını ortaya koyan ve gazilikle müjdelenen tüm arkadaşlarıma; Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e gazi ünvanının verilişinin 103. Yıldönümünde tüm milletimiz nezdinde şükranlarımı sunuyor; hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlarken sözlerimi Mehmet Akif Ersoy'un bir beyti ile tamamlamak istiyorum. ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz; Gelmişiz, dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!’ cümlelerini kullandı.
Günaydın’ın konuşmasının ardından konuşan Deniz Binbaşı Onur Kantimur, “Bugün; Türkiye Cumhuriyeti'nin yanı sıra, Kore ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varoluş mücadelelerinde, Somali'de, Bosna-Hersek'te, Kosova'da, Irak'ta, Suriye'de ve Libya'da, Mavi Vatan ve dünya denizlerinde gösterdikleri büyük kahramanlıklarla, Türkiye Cumhuriyeti'nin saygınlığının artırılmasında, Cumhuriyetimizi bölmeye ve yıkmaya çalışanlara karşı güvenlik güçlerimizce yürütülen mücadelelerde gazi olanların onurlandırıldığı bir gündür” ifadelerine yer verdi.
“En yüce mertebe olan şehitlik makamı ile birlikte anılan ‘gazilik mertebesi’ bağımsızlık ile kutsal değerler uğruna mücadele eden ve bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan kahramanların hak ettiği, müstesna bir derecedir. Şehit nurlanmış, gazi ise onurlanmış askerdir! Birlik ve bütünlüğümüzün, yurt sevgimizin, bağımsızlık ve özgürlüğümüzün ölümsüzleşen abideleri olan kahraman gazilerimiz; yüksek bir sorumluluk duygusu ile ülkemiz, milletimiz, bayrağımız ve aydınlık geleceğimiz için canla başla mücadele ettiniz; ‘Ölürsek şehit, kalırsak gazi’ anlayışı içerisinde mücadeleye devam ediyorsunuz. İstikbalimizi ve istiklalimizi savunmak için gösterdiğiniz benzersiz cesaret ve kahramanlık asla unutulmayacak, adlarınız şanlı tarihimizde sonsuza dek yaşayacaktır”
“Bizler, gazilerimizden ve şehitlerimizden aldığımız manevi güçle, içinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun, milli birlik ve beraberliğimizi hedef alan saldırılara asla fırsat vermeyecek, bu uğurda inanç ve kararlılıkla vatanımızın bağımsızlığını, milli birlik ve beraberliğimizi korumaya devam edeceğiz. Hain terör saldırıları sonucunda gazi olmuş tüm güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza büyük bir minnet borcumuz bulunmaktadır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de vatanımızın bağımsızlığını, milli birlik ve beraberliğimizi hedef alan şer güçleri, kahraman güvenlik güçlerimizin canları pahasına ortaya koydukları mücadele ile aziz milletimizin azim ve kararlılığı karşısında yok olmaya mahkûmdur”
“Gaziliğin, devlet ve millet nezdindeki en büyük önemi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e, 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gazilik unvanı tevcih edilmesi üzerine söylediği şu ifadelerde yer almaktadır: ‘Kahraman Türk ordusu; sizin kahramanlığınızla kazanılan büyük zaferin, millet tarafından takdimine delalet eden bu unvan ve rütbeyi ancak size izafe ederek bütün askerlik hayatımın en büyük iftiharı olarak taşıyacağım. Milli bağımsızlığımızı, vatanın milleti ile bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek maksadıyla vatanımızın her karış toprağına kanlarını akıtan, Türk tarihine altın sayfalar yazdıran gazilerimizin, can veren şehitlerimizin hatıralarını yüceltmek, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı ifade etmek milli görevimizdir. Vatanımızın kurtuluşunda düşmanla amansız mücadele eden malul veya gazi olarak hayat mücadelesi veren bu değerli şahıslara sahip çıkmak ve onlara saygılı olmak milletimizin tarihine ve maziye bağlılığının bir ifadesidir’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözleri, gazilerimizin tescillenmiş en büyük gurur ve teminatı, aynı zamanda da Atatürk'ün bir vasiyeti olarak kabul edilmelidir”
“Kahraman gazilerimiz, Sizler kutsal vatan görevinin en yücesini yaptınız, sizlerle gurur duyuyoruz. Asil Türk milleti daima yanınızdadır ve yanınızda olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, vatanımız için canlarını hiç düşünmeden feda etmiş aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, hayattaki gazilerimize sağlıklı, uzun ömürler diliyoruz. Vatan size minnettardır!”
(ESRA GÜLLER)
