Mardin, binlerce yıllık tarihiyle olduğu kadar zengin mutfak kültürüyle de dikkat çekiyor. Mezopotamya mutfağının izlerini taşıyan Mardin sofralarında sebzeden çok, et ve bulgurun eşsiz uyumu öne çıkıyor. Geleneksel yemek tariflerinin büyük kısmı sadece yerel halk, özellikle de kadınlar tarafından ustalıkla hazırlanıyor.
Şehre özgü yemekler arasında ikbebet, irok, kibe, incasiyye, kitel raha ve sembusek gibi lezzetler öne çıkıyor. Ayrıca geleneksel kaburga dolması, günümüzde daha çok yaşlı kadınların elinde hayat buluyor. Mardin’in mutfak kültürü; lebeniye, un çorbası ve kelle paça gibi çorbalarla başlıyor, Mardin kebabı ve yoğurtlu kebap gibi eşsiz tatlarla devam ediyor. Kibe, dobo, fikriye ve incasiye gibi özel et yemekleri ile zenginleşen sofralarda, biber ve patlıcan dolmalarından tavuk dolmasına kadar birçok dolma çeşidi bulunuyor.
Şehriyeli bulgur pilavı, ciğer pilavı ve imceddere gibi pilavlar da sofraları tamamlıyor. Hamur işleri arasında sembusek ve cevizli börek öne çıkarken, zeytinyağlı meftüne gibi hafif yemekler de tercih ediliyor. Mardin sofralarında nar suyu, Süryani şarabı ve mahlep rakısı gibi yöresel içecekler baş köşede yer alıyor. Tatlılarda ise harire, zingil ve bademli helvabana gibi özgün lezzetler damakları şenlendiriyor.
Yüzyılların birikimiyle şekillenen Mardin mutfağı, et ve bulgurun eşsiz uyumundan zengin çorba çeşitlerine, geleneksel dolmalardan özgün tatlılara kadar sunduğu lezzetlerle her lokmada Mezopotamya'nın tarihini ve kültürel zenginliğini hissettiriyor. Mistik atmosferi ve otantik tatlarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Mardin sofraları, ziyaretçilerine sadece bir yemek deneyimi değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan unutulmaz bir kültür yolculuğu da vadediyor.
(HABER MERKEZİ)