Çanakkale'de kadınlardan 25 Kasım yürüyüşü: Yağmura rağmen yürüdüler

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kutlanan 25 Kasım’da 9 sivil toplum kuruluşu, Çanakkale’de yürüyüş gerçekleştirdi. Yağışlı havaya ve şiddetli rüzgâra rağmen yürüyüşü gerçekleştiren kadınlar, basın açıklamasında da bulundu.

1508

Şehirde aktif olarak faaliyet gösteren; Çanakkale Ekmek ve Gül Topluluğu, Kepez Özgür Kadın Dayanışması, ELDER-Kadın Danışma Merkezi, Çanakkale DİSK Emekli-Sen, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çanakkale Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 29 Ekim Kadınları Derneği ve Türk Kadınlar Birliği ortak açıklamada bulundu.

Çanakkale Merkez’de bulunan Golf Çay Bahçesi önünden, İskele Meydanı’ndaki Manolya ağacına kadar dövizler ve sloganlar eşliğinde yürüyen kadınlar, basın açıklaması esnasında bastıran yağmura rağmen bir arada kaldı.

Ortak açıklamayı seslendiren ELDER Çanakkale Başkanı Fatma Erdoğan; 25 Kasım’ı yoksulluk, savaş, eşitsizlik ve çeşitli şiddet türleri ile karşıladıklarını belirterek, “Bu tabloyla karşıladık 25 Kasım’ı. Evet, sorunlarımız çok ama birlikte mücadelemiz var, buradayız. Kadınlar öldürülüyor, birer birer. Sıralanıyor isimleri, ardı ardına, yüzleri buluyor. İyi hal indirimleriyle erkeklik ödüllendiriliyor. 2023 yılının ilk 10 ayında 350 kadın, erkekler tarafından katledildi. Balıkesir’den Ayşe, Diyarbakır’dan Hasret eklendi şimdi listeye. Yaşamını yitiren 107’i kadının ölüm nedeni ‘şüpheli ölüm’, 243 kadının ölüm nedeni ise ‘kadın cinayeti’ olarak kayıtlara geçti. Kadınları korumayan iktidar resmi verilerini bile tutmuyor. Kadına yönelik şiddetin verileri ancak kadın örgütlerinin araştırmalarıyla çıkarılıyor. Kadınlar, kendilerine emanetler. Hayatımız fetvalarla karanlığa boğuluyor. Medeni hukukun yerini fetvalar almış; kadınları evlendiriyor, boşuyor; evlilik yaşını belirliyor, çocuk istismarını aklıyor. Karma eğitimi kaldırmaya yönelik hamleleri hayatın her alanına yaymaya çalışıyor” dedi.

"Kadınlar ancak ailenin parçası zaman makbul sayılıyor"

Kadından ve onu koruyan haklara değinen Erdoğan, “İstanbul Sözleşmesinin iptali, kadınları şiddetten koruyan yasaların hedef haline getirilmesi, nafaka, velayet, eğitim hakkı gibi en temel hakların tartışma konusu haline getirilmesi, çocuk evlilikleri teşvik politikaları, kadınları ikinci sınıf yurttaş haline getirecek her türden söylemin meşrulaştırılması, eşitlik hakkına karşı medya, tarikat-cemaatler eliyle yürütülen kampanyalar kadın düşmanlığının en somut göstergeleri oldu. Seçim döneminde özellikle kadın ve LGBTİ’lerin yurttaşlık haklarına yönelik saldırılarla birlikte kadınların temel hakları pazarlık konusu haline getirildi. Nitekim yeni meclisin gündeminde son 10 yıldır anayasada, yasalarda kadınların haklarını koruyan maddelerin ortadan kaldırılması var. Bilerek ve isteyerek derinleştirilen yoksulluğun tüm pençesi kadınların omuzlarında. Devletin elini çektiği eğitim- sağlık- beslenme- barınma vb. temel haklara asgari düzeyde dahi ulaşılamıyor. Güvencesiz, kayıt dışı, sendikasız, sigortasız, düşük ücretle istihdamın reva görüldüğü kadınlar, işten atılanlar kadınlar, kreşler kapatıldığı, yaşlı bakım hizmeti verilmediği için emeği bir kez de evde yeniden sömürülen kadınlar psikolojik ve ekonomik şiddetin içinde boğuluyor. İktidar nezdinde kadınlar ancak ailenin parçası olduğu, çocuk doğurduğu ve aile içinde kalmaya ikna olduğu sürece makbul sayılıyor.” şeklinde konuştu.

"Birlikteyiz, buradayız"

Haklarına ve hayatlarına yapılan saldırıların tam karşısında mücadele vereceklerinin altını çizen Erdoğan, “Sabah saat 6'da çocuğumuzun okul çantasına bir lokma koyamadan işyerine giderken, sokak ortasında, evde, iş yerinde kaç kadın en yakınındaki erkek tarafından vahşice öldürüldü? Filistin'de yine hangi hastane bombalandı? Kaçak madenlerde kayıt dışı, emeği sömürülen kaç işçi katledildi diye haberlere bakarken içimizi saran acı, duygudaşlığımızdan. İhmallere bağlı hayatımız, asansörde 5 saniye ile ölüm-kalım savaşı verirken, 'Okumaya geldik, ölmeye değil' diye kalkan yumruklarımız öfkemizden. Günden güne yoksullaşıp, borç altında ezilirken, bize reva görülen bu hayatta haklarımız gasp edilirken yılmamak, birbirimizden aldığımız güçten. Günden güne sesimiz bastırılıp, kalemimize zincir vurulurken ele avuca sığmayan isyanımız öğrendiklerimizden. Mücadelemizin gücünü, birliğimizden alıyoruz. Biz emekçi kadınlar, bu hayatı her gün üreten kadınlar, dünyanın her yerinde yoksulluğa, baskıya, eşitsizliğe, savaşa ve şiddete ses çıkaran biz kadınlar. Sınır, dil, din, ırk tanımayan birliğimizle buradayız” ifadelerini kullandı.

Kelebeklerden güç alıyorlar

Birlikteliğin gücüne sırtlarını söyleyen Erdoğan, “Bugün yine yeniden özgürlūğün, direnişin ve dayanışmanın sembolü olan kelebeklerden güç alıyoruz. 63 yıl önce Mirabal kardeşler kadın mücadelesinin şifresiyken, bu mücadele bugün İran' da ve dünyanın her yerinde Mahsa'nın saçlarına dönüşüyor, işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik nedeniyle şiddet sarmalından çıkamayan kadınların sesine ulaşıyor, çocuğunun boğazından bir lokma geçsin diye okula su şişesiyle çorba taşıyan annenin öfkesine karışıyor” dedi.

Kadınlar kazanacak

Yalnızca hayatta kalmak değil, insanca yaşamak istediklerini aktaran Erdoğan, “Mücadeleyi büyüteceğiz. Okullarda bir öğün yemek kampanyasını sürdüren kadınlar olarak, bu sesimize nafaka hakkımıza dokunma sesini de ekleyeceğiz. Anayasa’yı uygulamayan bir iktidarın Anayasa yapamayacağını daha yüksek sesle söyleyeceğiz. 6284 Sayılı Kanun’a dokunulmasına izin vermeyeceğiz. Siyasi iktidarın aile arabuluculuğu dâhil olmak üzere Medeni Kanun’da yapmayı planladığı her türlü değişikliğin karşısında olacağız. Savaşa karşı barışı, ırkçılığa, şovenizme karşı kardeşliği, gericiliğe karşı laikliği savunmaya, barış ve demokrasi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz kazanacağız. Kadınlar kazanacak.” sözlerini söyledi.

Açıklamalarının ardından ‘oturma eylemi’nde bulunacaklarını aktaran Erdoğan, olumsuz hava şartları nedeniyle eylemlerini ertelemek durumunda kaldıklarını ifade etti.

(Sevi Gözay Uğurlu/ Daml Yeltekin)

Paylaş