Zafer Partisi Çanakkale Şubesi, PKK’nın kendisini feshetmesi açıklamasının ardından basın açıklaması gerçekleştirdi. Düzenlenen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“22 Ekim 2024’de Bahçeli’nin Türk Devleti ve Gazi Meclisi küçük düşüren açıklaması ile başlayan tiyatro dün itibari ile yeni bir hal almıştır. Ne acı ki; bu tiyatronun aktörleri sevindikleri ve yol açtıkları şeyin farkında dahi değiller.
12 Mayıs 2025,yani dün en oldu? Sözde KCK yapılamasının Türkiye silahlı kolu PKK kendini fesih ettiğini duyurdu. Ancak yapılan açıklamayı değerlendirmek gerekirse; 1984 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde bölücü terör eylemleri yapan bu hain terör örgütü Milli Mücadele, Cumhuriyet,1924 Anayasasına yani ülkenin kurucu esaslarına olan düşmanlığını açıkça beyan etmiş ve Türk Devletine olan kinini kusmuştur.
Yapılan açıklamada “önderlik ”ifadesinin yanında kendi leşlerine “şehit ”demekten geri kalmayan bu arsız hainler “özgürlük hareketi ”adı altında binlerce masum insan ve devlet görevlisinin katilidir.
Henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken Anadolu’da yokluklar içinde yaşayan Türk Milletini bir araya getirmek ve Milli Mücadelenin temellerini atmak için ilan edilen 1921 Anayasanın esas alınmasını dile getiren bu soysuzlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ulus kimliğine düşmandır. 1921 Anayasasının esas alınması ilk olarak terörist başı Abdullah Öcalan tarafından dile getirilmiş ve sözde siyasi parti özde Anadolu’nun Türksüzleştirme politikasının piyonları tarafından bu fikir benimsenmiştir. O zaman da, şimdi de sonsuza kadar bu soysuzlara düşmanız.
Anadolu’nun Türksüzleştirme politikası yüz yıllardır süren emperyalist bir oyundur. Nihayet Birinci Dünya Savaşından sonra Sevr antlaşması ile bunu başardığını zanneden batılı düşmanlarımız ve onların ortakları, Atatürk’ün engin Vatanseverliği etrafında birleşen Yüce Türk Milleti ile tanışıp Milli Mücadele ile Türk’ün yumruğunu yemişlerdir. Lozan antlaşması ile hevesleri kursağında kalan hainler Anadolu’yu terk etmek zorunda kalmış ve bin yıllardır Türk Toprağı olan Anadolu’da Üniter, Laik Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. İşte dün yapılan açıklamada geçen “Lozan ve 1924 Anayasası öncesi referans kabul edilerek” ibaresinin altında yatan gerçek budur. Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur, aksini düşünmek yada benimsemek ihanettir. Zafer Partisi olarak 1924 Anayasası temellerinde kurulmuş Üniter, Laik Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkacağımızı bir kez daha dile getiriyor, Yüce Türk Milleti’ne söz veriyoruz.
Pazarlık yok diyerek başladıkları bu ihanet süreci sonrası açıkça görülüyor ki; bir pazarlık var ve öncelikli hedef anayasanın 42 ve 66. Maddeleridir. Kürtçe eğitim sonra Türk Milleti tanımının kaldırılması ve nihayetinde anayasa değişiklik referandumu ile özerk bir yönetimi hedefleyen bu bölücü hainlerin attıkları sözde zafer naraları boşa değildir. Türk Milleti’ni bölücü örgüte karşı bu kadar aciz duruma düşüren zihniyetin kim olursa olsun karşısındayız. Türk Milleti emperyalistlerin ve piyonlarının amaçlarını boşa çıkaracak ferasete sahiptir. Türk Devleti’ni soykırım ile suçlama hadsizliğini yapan it sürülerine karşı Zafer Partisi hiçbir zaman susmayacak gerçekleri haykıracaktır.
Aziz Türk Milleti; Yapılan açıklamadan sonra gelen tepkilere de değinmek gerekiyor; PKK terör örgütü, Cumhur ittifakına teşekkür ediyor! Ne verdiniz de bu teşekkürü aldınız, yıllardır ülkenin bölünmez bütünlüğüne kast eden bu şerefsizlerden aldığınız teşekkürden utanmadınız mı?
Öte yandan Bahçeli’de “PKK’nın kurucu önderi” ifadesini kullanarak, zamanında meclis kürsüsünden urgan fırlattığı haine teşekkür ediyor, hayret verici. Bu hain bebek katili değil mi? Bu hain Öğretmen katili değil mi? Bu hain Asker/Polis katili değil mi? Yazıklar olsun… DEM Partili Pervin Buldan diyor ki; Suriye’de kazandığımızı Türkiye’de de kazanmak üzereyiz. Ne kazanmışlar Suriye’de? Ayrı bir ordu, ayrı bir yönetim ve ayrı bir toprak parçası. Yani özerk bir devlet! Ve kimseden ses çıkmadığı gibi, yargı kılını kıpırdatmıyor.
Dün gece resmi X hesabından bir açıklama yayınlayan Ekrem İmamoğlu’nun konuya yaklaşımı da kaygı vericidir. Lozan ve 1924 hassasiyetinden uzak, Türkiye’nin Ulus ve Üniter devlet yapısına gösterilen düşmanlığı “takdir” ettiğini beyan eden İmamoğlu’nun gerçeklerden uzak belirli bir etnik kimliğe şirin gözükme çabalarının altında yatan siyasi mevki kaygısından öte bir durum değildir.
Kıymetli Basın Mensupları, olayı bir diğer boyutuyla değerlendirecek olursak, Ben Hendek Operasyonları Gazisiyim ve diyorum ki; Şahsım ve Vatan Bayrak uğrunda Şehit düşmüş Silah Arkadaşlarım adına, bu ihanet ve alçak rezaleti bize reva gören destek olan alkış tutan kim varsa ahımız üzerlerindedir. İlahi adalet tecelli edecektir. Vatan evlatları yerine, alçak PKK’lıları muhatap alanlar bunun zararını da bedelini de ödeyecektir.
Bu yaşananlar gösterdi ki;21 Ocak 2025 tarihinden beri FETÖ kumpaslarını anımsatan uydurma bir dava dosyası ile Silivri Cezaevinde tutsak olan Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ işte bunları bildiği, açıkça dile getirdiği, Türk Ulusunun geleceğini düşündüğü için cezaevinde. Türk Devleti, teröristle müzakere etmez dediği için tutsak. Türk Milleti size gereken cevabı verecek dediği ve Mehmetçik Katillerine Af yok mitingleri düzenlediği için susturulmak isteniyor.PKK ile yapılan bu pazarlığı açığa çıkardığı için Genel Başkanımız Ümit Özdağ 4 aydır Silivri’de rehin tutuluyor! Zafer Partisi, PKK ile yürütülen, Türk milletinin egemenliğini bölüştüren bu pazarlığa razı gelmeyecek!
Zafer Partisi Olarak Milli-Üniter devlet yapımızı korumakta kararlı olduğumuzu açıkça beyan ediyoruz.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere Milli Mücadele kahramanlarımızı ve Terör örgütü belasıyla canları pahasına mücadele eden Şehitlerimiz ve Gazilerimizi saygıyla anıyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Türk Devleti. Var olsun Türk Milleti.”
(ESRA GÜLLER)