Güzelyalı’da depreme dayanıklı ev ilgi topladı: Japonya’daki tecrübesini Türkiye’de uyguladı 

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Türkiye deprem gerçeği ile bir kez daha karşı karşıya geldi. 11 ili etkileyen felaketin ardından vatandaşlar çeşitli önlemler almaya başladı. Güzelyalı’da inşaatına devam ettiği depreme dayanıklı evinden bahseden İnşaat Mühendisi Cevdet Demirel; “Elimde bulunan arsayı değerlendirmek istedim. Japonya'da dersini gördüğüm bu tecrübeyi Türkiye'de uygulamak istiyordum” dedi.

2711

Sedanur Alemdar’ın haberine göre; 6 Şubat 2023’te yaşanan acı facianın ardından Çanakkale halkını derin bir korku kapladı. Yaklaşan İstanbul depreminin Çanakkale’yi de etkileyeceği bilinirken yerel halk bu konuda önlemler almaya başladı. Japonya’da inşaat mühendisliği mesleğini icra eden Cevdet Demirel bizlerle buluşarak Güzelyalı’da inşaatını sürdürdüğü depreme dayanıklı evini anlattı. Evdeki tek farkın kullanılan malzemelerin fazla olması olduğunu söyleyen Demirel Türkiye’de bir an önce bu konuya daha fazla önem verilmeye başlanmazsa yaşanacaklardan koktuğunu dile getirdi.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

İsmim Cevdet Demirel. Japonya'da inşaat okulu okudum. Orada hangi okuldan mezun olursanız olun inşaat mühendisi olamıyorsunuz. Devletin düzenlediği bir sınav var ona girme hakkı kazanıyorsunuz. O sınavı geçebilirseniz inşaat mühendisi olabilirsiniz. Ben daha o sınavı geçemedim ama proje ofisinde inşaat mühendisliği iş yapıyorum. Buna Türkiye'de statik hesap deniyor zannedersem. Burada şu an müteahhitlik yapıyorum.

Röportaj sebebimiz Çanakkale Güzelyalı'da Japon tarzı depreme dayanıklı villa yapmanız. Bu evleri yapma fikri aklınıza tam olarak nereden geldi?

Elimde bulunan arsayı değerlendirmek istedim. Japonya'da dersini gördüğüm bu tecrübeyi Türkiye'de uygulamak istiyordum. Aynı zamanda bina nasıl yapılır diye göstermek de istiyordum, sonuçta Japonya yönetmenliğine göre bir bina yaptım.

Bu binanın temelinde tam olarak ne yatıyor? Ne sağlıyor depreme dayanıklı olmasını?

Depreme dayanıklı olmasını Japonya'nın deprem tecrübesi sağlıyor diyebilirim. Temel duvar hesapları, kiriş hesapları... Genel olarak hesaplamaya dayalı. Japonya da deprem yönetmeliği diye bir şey yok. Japonya'nın inşaat yönetmeliğine göre yapılıyor evler. Çeşitli bölgelerde sık sık 6-7 üzerinde deprem oluyor. Birinci derece deprem bölgesi. İnşaat yönetmeliğini ayrıntılı olarak şöyle diyebilirim, paspayından örnek vereyim, paspayı beton yapı ile donatı arasındaki mesafedir. Türkiye'de 2 santimdir. Japonya'da 4 santimdir, 5 santimdir, 6 santimdir yerine göre. Güven kat sayıları farklıdır.

Türkiye'deki yapılarda kullanılan kaç santim oluyor? Sizin yaptığınız inşaatta kaç santim?

Yapı elemanlarına göre değişiyor. Duvar, temel, kirişler, kolonlar hep farklı. Türkiye’de temellerin 4 veya 5 santim olması lazım. Biz 7 santim olarak kullandık. Duvarlarda 2 buçuk santimdir. Biz 5 santim olarak kullandık.

Yani bu evlerin depreme dayanıklı olmasının garantisi kullanılan malzemelerin daha fazla olması mı oluyor?

Malzemeler Türkiye'de kullanılan kullanılan malzemeyle aynı. Sadece yapım tekniği farklı. Binamızda tuğla yok, betonarmeden oluşuyor. Toki'nin yaptığı tünel kalıplara benzer ama tünel kalıbından biraz daha düşünülmüş, daha biraz daha geliştirilmiş bir sistemdir. Donatılar farklı. Türkiye'deki donatı uygulamaları çok yetersiz kalıyor.

“Japonya'daki projeler aslında bina yapma projesi değil de bina yıkma projesi oluyor”

Tam olarak nedir bu donatı uygulaması?

Basitçe demirlerin nasıl döşendiğidir. Demirin bir çalışma şekli vardır, bindirme yerleri vardır. Kuvvetlerin, yüklerin çekileceği yere göre ayarlanması lazım. Türkiye'deki yönetmeliği bu konuda yetersiz görüyorum. Kalıp uygulaması da demir donatı uygulaması da kontrol edilmiyor. Ne proje olsun ne uygulama olarak olsun, herkes yapıp geçiyor.

Japonya yönetmeliğine göre yaptığınız zaman sadece kaba yapı için Türkiye'deki yönetmeliğin en az 2 katı gibi bir malzeme kullanmanız gerekiyor. Demir ve betonu da katınca 2 katı da geçebiliyor.

Bu evin yapımının maliyetinin Türkiye’deki evlere oranla farkı nedir?

Malzeme kullanımı 2 katı olduğundan dolayı en az 2 katı oluyor. 80 metrekarelik bir bina diyelim sekizlik demirlerle yapıyorlar. Bizimkiler 12 demirlik olmuştur, 6 üst 20 santim ara ile birlikte.

Peki bu evlerin olası bir depremde yıkılmayacağının garantisi var mı?

Japonya'daki projeler aslında bina yapma projesi değil de bina yıkma projesi oluyor. Aslında şöyle, biz orada binayı yıkıyoruz, analizlerini yapıρ neresinden yıkılıyorsa orayı güçlendiriyoruz. Yapılan binalarda bu bina yıkılmaz devrilmez diye bir rapor çıkmıyor. Bina devrilebilir, yer yarılması diye olaylar vardır yer yarılır, bina devrilir ama Türkiye'deki binalar devrildiği zaman moloz yığını oluyor, onların içinden çıkma şansın yok. Japonya'daki binalar kutu gibi devriliyor en fazla. Kırılmıyorlar.

Türkiye’de buna benzer başka yapılar var mı, varsa neredeler?

Benzer yapılar var mesela Toki yapıları. Japonya'da betonarme olarak 2 çeşit yapı var, birisi kolonla kiriş sistemi birisi de perde duvar. Sadece perde duvardan olan betonarme 5 katlıya kadar yapılıyor. 5 kattan yüksek yapılacaksa kiriş kolunlu olan sistem kullanılıyor. Ve bir de biraz daha güçlü olanları bunlara bir de perde eklenmiş olarak yapılanlar var. Toki'nin yapıları hemen hemen bu perde yapılı binalara benziyor. Türkiye’de evler genel olarak tuğla ile yapılıyor. Tuğla diye bir şey Japonya'da yok, Güney Kore'de yok.

Niçin? Tuğla sağlam değil mi? Daha mı kırılabilir bir yapıya sahip?

Tuğla bir yapı elemanı olarak kullanılır. Bir odayı bölme, dış cepheyi kapatma için. Türkiye'deki evler tamamen tuğladan. Japonya’da kapatmak için kolon ve kiriş var. Bazı yerlerinde perdeler var. Bina açık oluyor, dışarıyı kapatmanız gerekiyor. Bunu tuğlayla yapıyorlar ama binalar sallandığı zaman tuğlalar kırılır, dışarı dökülür.Çünkü hiçbir demir bağlantısı yok. Özellikle burada gördüm. Harçları üst üste koyuyorlar. Kirişe geldiği zaman üstten bir şey yapamıyorlar. Yanlardan köpük basıyorlar. Bina yana doğru sallandığı zaman duvarlar çıkıyor, çatlıyor. Bunun çok örneği var. Erzurum depreminde de 99 depreminde de binalar hayatta ama bütün duvarlar aşağıda sadece iskelet kalmış. Bu tür yapılar var maalesef.

Türkiye’deki inşaalarda gördüğünüz eksiklikler neler?

Uygulama olarak donatılar ve paspayı olması gerektiği gibi kullanılmıyor. Paspayı plastik bir malzemedir. Demirin içeride kalmasını sağlar paslanmaması için. Çünkü depremde asıl çalışan demirdir. Depremde özellikle demirlere güvenilir, demirlerin paslanmaması gerekir. Paslanmamak için yerine göre 3 santim 5 santim içeride olmalıdır. Bunu da paspayı sağlar. Buradaki örnek olarak gittiğim binalarda kullanılmıyor. Çok maliyetsiz bir şeydir ama kullanılmıyor. Türkiye'de hıza çok önem veriyorlar. Acele ediyorlar. Bunlara bir 10 dakika 20 dakika zaman ayırıp takılmaları yapılmıyor. Ve kalıplar açıldığı zaman betonla demirin aynı yüzeyde olduğu çok gördüğüm var. Uygulama olarak tamamen kötü, artı yönetmeliğe de aykırı. Bunu da herkes görüyor. Kimse bir şey yapmıyor. Normalde bu Japonya'da olduğu zaman kırılıp su jetleri ile alınıp tekrardan kalıp kurulup tekrardan yapılması lazım. Türkiye'de sıva olayı olduğu için sıvanıyor, üstü kapanıyor, demirlerin 20, 30 senelik bir beklentisi varsa 3 senede çürüyor. Bunlar olası bir depremde kırılıyor. Dolayısıyla bina yıkılıyor. Sadece deprem için değil yüzeye yakın olduğunda su alıyor, paslanma oluyor bu paslanma demiri şişiriyor ve betonu çatlatıyor. Yani yapı elemanı yanlış kullanıldığında çok zararlı olabiliyor. Bu dikkatsizlik genel olarak benim gördüğüm bütün binalarda var. Projeye bakmıyorlar. Burada inşaatları projeye bakılmadan yapıyorlar.

Bunun sorumlusu kim sizce?

Bunun sorumlusu herkes oluyor burada ama genel olarak müteahhittir. Veya şantiye şefidir.

Peki biz halk olarak bu dikkatsizlik karşısında olası bir depremde nasıl önlemler alabiliriz? Önerileriniz nedir?

Önerilerim şöyle mesela ilkokullarda bir ders olabilir binalarla ilgili. Bir çocuk da olsa binada yaşıyor okula gönderiyorsunuz. Mimarlık dersleri, inşaat dersi en eski derslerdir tarih olarak. Çok basit olarak karikatür bile bir ders olarak işlenebilir. Bu çocukken başlayıp yavaş yavaş işlenirse insanlar daha bilinçli olur, kimse kafasına göre korumasız binalar yapamaz. İkinci olarak kontrol. Burda çalışırken yaşadığım en önemli şeylerden biri işlerin sürekli aceleye getirilmesiydi. Biz acele etmeyin dediğimizde işçilik bedeli olarak fark istiyorlardı, ödüyorduk. Ve sonra yine tekrar tekrar kontrol ediyorduk, olmadıysa yıkıp tekrar yapıyorduk. Gördüğüm diğer inşaatlarda bu uygulama yoktu. Beton dökümü için sadece vibratör kullanılıyor. Bu yetersiz kalıyor. Çekiçlenmesi ve özellikle köşelerin şişlenmesi gerekiyor. Bu yapılmadığında betonu oluşturan malzemeler birbirinden ayrılıyor. Buna segregasyon deniyor. Aslında çok ufak detaylar bunlar ama dikkat edilmiyor. Sadece biraz daha zaman ve dikkat verilse çok fark edecek uygulamalar.

Bu inşaata ne zaman başladınız?

2022 Haziran ayında başladık. Depremlerden önce. 2024 Ocak ayında biteceğini öngörüyoruz. Aslında daha erken bitecekti ama tekrar tekrar yaptığımızdan dolayı uzadı. Yapıp söküp tekrar yapmak durumunda kalıyoruz. Şu anda iç dekorasyon sürecindeyiz. Yine yavaş ilerliyoruz. Elbette maliyeti fazla olduğu için satışı da öyle olacak. Ama yaklaşan İstanbul depremini ve Çanakkale’nin de deprem bölgesi olduğunu göz önünde bulundurursak başka bir seçeneğimiz yok.

Başka sorum yok. Teşekkür ederim cevaplarınız için. Eklemek istediğiniz bir şey varsa buyurun.

Umarım insanlar daha fazla bilinçli bir şekilde depreme karşı hazırlıklı olabilir yapılan evlere verilen zaman ve dikkat arttırılır. Çok fazla can ve mal kaybettik. Umarım daha fazla önemsenmeye başlar bu konular. Tekrar aynılarının yaşanmamasını diliyorum. Bunun için çabalıyorum. Ben teşekkür ediyorum.

(HABER MERKEZİ)
Paylaş