“Dünyadaki en tehlikeli tür: Sivrisinek”

Her yıl ortalama 700 bin kişi hayatını kaybetmesine neden olan sivrisinek ile mücadele bugün Çanakkale İli Vektörle Mücadele Semineri’nde ele alındı. Konuşmacıların dünyadaki en tehlikeli tür olarak tanımladıkları sivrisinek ile mücadelede halkın bilinçlendirmesinin önemine vurgu yapıldı.

570

Tüm dünyada doğal afetlerden daha çok insanın ölümüne sebep olan sivrisinekler ile mücadele bugün Çanakkale Belediyesi Nikâh Salonu’nda düzenlenen Çanakkale İli Vektörle Mücadele Semineri’nde ele alındı.

Çanakkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Burak Selçuk, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Bitki Koruma, Entomoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burak Polat, İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Çevre Sağlığı Sorumlusu Dr. Başak Tezel ve Envirotek Çevre Sağlığı Teknik Eğitim ve Kimyevi Maddeler Şirketinden Biyolog Tuğçe Güleryüz Ercan’ın konuşmacı olduğu seminere Çanakkale Belediye Başkan Vekili Sevda Yıldız’ın yanı sıra İsmetpaşa Mahallesi Muhtarı Özkan Vural, Kemalpaşa Mahallesi Muhtarı Özgü Erol, akademisyenler, Çanakkale ve Kepez belediyelerinde vektörle mücadele birimlerinin çalışanları ve vatandaşlar da katıldı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Çanakkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Burak Selçuk, belediyenin vektör mücadele çalışmalarını aktardı.

“Çağın en sıkıntılı yaratığı sivrisinekler”

Selçuk, müdürlük bünyesindeki 16 kişilik ekipleriyle halk ve çevre sağlığını tehdit eden vektörlerle fiziksel, kimyasal, biyolojik ve kültürel olarak mücadele ettiklerini belirterek sivrisinekleri “çağın en sıkıntılı yaratığı” olarak nitelendirdi.

Pek çok farklı türde sivrisinek ve karasinek ile mücadele ettiklerini söyleyen Selçuk, kaynak tespitinin en önemli sorun olduğunu ifade etti. Selçuk “Ekiplerimiz tarafından tespit edilen kaynakları haritaya işliyoruz. Isı haritasında şu ana kadar 120 nokta belirledik. Bunlar durgun su ortamları, yağmur suyu kanalları, fosseptikler, tahliye kanalları, dereler, sazlık alanlar, bina bahçelerindeki kova ve kuyular, yağmur suyu ızgara altları gibi yerler.

En önemli mücadele yolu fiziksel yöntem. Yani durgun su kaynaklarının ortadan kaldırılması. Vatandaşlarımızdan kovaların boşaltılmasını rica ediyoruz. Biyolojik mücadelede çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri olmayan ürünler kullanıyoruz. Çöp konteynırlarımızı yıkayarak temizliyoruz.

Çanakkale’de Alman ve Amerikan hamamböceği var. Bunlarla da jel uygulaması ile mücadele ediyoruz. Halkımızı bilgilendirmek için broşürler ve sosyal medya aracılığıyla duyurular ve bilgilendirmeler yapıyoruz.” dedi.

Çanakkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Burak Selçuk’un ardından söz alan Envirotek Çevre Sağlığı Teknik Eğitim ve Kimyevi Maddeler Şirketinden Biyolog Tuğçe Güleryüz Ercan, Dünya’da Vektör Mücadelesinin Temelleri ve Biyolojik Sivrisinek Mücadele Stratejisi hakkında bilgiler verdi. Konuşmasına vektör kelimesinin tanımı ile başlayan Ercan şunları söyledi: “Hepimiz tehdit altındayız. Ne yazık ki sivrisinekler tarafından taşınan hastalıkların tehdidi daha çok arttı çünkü coğrafyamıza istilacı türler de girmeye başladı. Sivrisinek ile mücadelede uçkun forma geçilmeden harekete geçilmesi gerekiyor. 1 ila 7 gün boyunca bekleyen su kaynakları üreme kaynağı. Bazı türler gazoz kapağında biriken sularda bile üreyebiliyor. Su yoksa üreme de yok.”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Bitki Koruma, Entomoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burak Polat da Kentsel Entomoloji (böcek bilimi) Sorunları; Sivrisinekler ve İklim Değişikliklerinin Etkileri konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Doç. Dr. Polat son yıllarda bazı sinek türlerinin deniz suyundan yararlanarak da üremeye başladığını belirterek şunları söyledi:

“Sivrisinek ile mücadele entegre bir şekilde ilçeler ve beldeler de dahil olarak yapılmalı. İklim değişikliği ile birlikte artık rakım olarak daha yüksekte olan bölgelerde de sivrisinek mağduriyeti yaşanabiliyor. Ortam sıcaklığı arttıkça üreme hızını arttırıyor. Böceklerde biyolojik gelişim süresi kısalıyor. Bu da böcek popülasyonunun artmasına neden oluyor. Evdeki saksının bile buna bir kaynak olabileceği gibi konularda toplum bilinçlendirilmeli.”

Seminerin son konuşmacısı ise İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Çevre Sağlığı Sorumlusu Dr. Başak Tezel oldu. Dr. Tezel, Biyosidal Ürün Uygulama Yönetmeliği ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri konusunu ele aldı. Biyosidallerin çevre ve insan sağlığına olan etkilerini aktaran Dr. Tezel, özellikle çocukların büyük risk altında olduğunun altını çizdi. Dr. Tezel biyosidal ve pestisit zehirlenmelerinde yapılabilecek ilk yardım uygulamaları hakkında da bilgiler verdi.

Seminer karşılıklı soru-cevap ile sona erdi.

(HADİYE AYŞE İRİM)
Paylaş