Grip, diğer solunum yolu enfeksiyonları gibi kalabalıkların olduğu, insanların birbirine yakın yaşadığı, okul ve iş yerleri gibi toplu alanlarda hızla yayılıyor. Kasım-Nisan ayları arasında daha sık görülen gripten en çok çocuklar etkileniyor. Gribe neden olan influenza virüsünün her yıl değiştiğini söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Edebali Erdoğan, “Grip virüsü, özellikle iş yerlerinde ve okullarda insandan insana hızla yayılır. Özellikle kreş ve okul çağındaki çocuk yaş grubu, hastalığın en önemli taşıyıcıları olarak rol alır. Grip, soğuk algınlığından daha hızlı etki eder ve gribe yakalanan kişiler kendilerini daha hasta hissederler. Soğuk algınlığı olan çocuklar genellikle oyun oynayacak ve günlük rutinlerine devam edecek enerjiye sahipken, grip onları genellikle yatakta tutar” dedi.
İnfluenza virüsünün boğaz ve burunda bulunduğunu söyleyen Uzm. Dr. Edebali Erdoğan, “Çocuklar burunlarına, gözlerine ve ağızlarına sık sık dokundukları, ağızlarına bir şeyler soktukları ve oyun sırasında birbirlerine sık sık temas ettikleri için grip mikropları kolayca yayılır. İnfluenza virüsü havadaki damlacıklar yoluyla yayılabilir. Bu damlacıklar öksürme veya hapşırma sırasında burundan ve ağızdan gelir, havada dolaşır ve 1 metre yakında bulunan diğer kişilerin ağızlarına veya burunlarına ulaşır. Grip olan bir kişi, burnuna veya ağzına dokunurken, burnunu silerken, öksürürken ya da hapşırırken virüsü ellerine bulaştırır ve virüsü doğrudan başkalarına dokunarak geçirebilir. Grip olan kişi, ellerine virüs bulaştırır ve daha sonra oyuncak veya mobilya gibi bir nesneye dokunur. İnfluenza virüsü oyuncaklar, kapı kolları, bilgisayar klavyeleri veya diğer sert yüzeylerde birkaç saat yaşayabilir. Virüs, aynı nesnelere dokunan başkalarının ellerine bulaşabilir. İnsanlar daha sonra gözlerine, burunlarına veya ağızlarına dokunduklarında enfekte olurlar” şeklinde konuştu.
Gribin belirtilerinin ani ateş, titreme, baş ağrısı gibi belirtileri olduğuna değinen Uzm. Dr. Erdoğan, “Grip, kas ağrıları, aşırı yorgunluk, kuru öksürük ve boğaz ağrısı ile başlar. İştah kaybı yaygındır. Grip olan kişiler genellikle kendilerini çok hasta hisseder ve yatakta kalmak isterler. Çocuklarda da bu belirtiler olur ancak onlarda bazı farklı belirtiler de görülebilir. Örneğin; yenidoğanlarda ve bebeklerde açıklanamayan yüksek ateş olabilir. Ateş dışında belirti olmayabilir. Küçük çocukların ateşi genellikle 39,5C'nin üzerindedir ve ateşli nöbetler geçirebilirler. Grip, krup, zatürre ve bronşiolite neden olabilir. Mide rahatsızlıkları, kusma, ishal ve karın ağrısı küçük çocuklarda daha yaygındır. Kulak ağrıları, gözlerde kızarıklık görülebilir. Grip 2 yaş altı ya da kronik hastalığı olan çocuklarda daha ağır seyredebilir” diye konuştu.
Grip olan çocukların mümkün olduğunca dinlenmeye teşvik edilmesi
gerektiğine değinen Uzm. Dr. Erdoğan, ailelere şu önerilerde
bulundu:
“Ateş durumu söz konusuysa, çocuklara daha hafif giysiler
giydirilmeli ve ev sıcaklığının 20 derece civarında tutulması
gerekir. Çocuklara bu süreçte bol bol sıvı takviyesi
yapılmalıdır. Bu dönemde çocuklarda iştahsızlık olabilir. O
nedenle çocukların küçük ama besleyici öğünler yemesi
sağlanmalıdır. Kas ağrıları için ve 38,5 derece üzerindeki ateş
durumlarında doktorun önerdiği ateş düşürücüler uygun ve doğru
dozda kullanılabilir. Ateşin 1,5 derece düşmesi durumunda ateş
düşürücüye yanıt alınmış demektir. Gereğinden fazla ateş düşürücü
kullanmak, karaciğer ve böbrek hasarı gibi durumlara neden
olabilir. Soğuk algınlığı ilaçları 4 yaş altında doktorunuz
önermediği sürece kullanılmaz. Ayrıca düzenli olarak burun
temizlemesi sağlanmalıdır. İnfluenza, antibiyotiklerle tedavi
edilemez. Antibiyotikler sadece çocuklarda kulak enfeksiyonu veya
zatürre gibi bakteriyel komplikasyonlar geliştiğinde
kullanılmalıdır. Ilık su ile gargara yapmak boğaz ağrısını
hafifletecektir.”
Gripten korunmanın ilk yolunun el hijyeninin doğru sağlanması olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Edebali Erdoğan, “Düzenli el yıkamak önemlidir. Solunum yolu enfeksiyonu olan biriyle doğrudan temas ettikten sonra da eller yıkanmalıdır. Çocuklara el yıkama alışkanlığını öğretmek gerekir. Ebeveynlerin de hasta olan çocuğa temas ettikten sonra ellerini yıkaması gerekir. Eğer su ve sabun bulunamıyorsa el dezenfektanları kullanılmalıdır. Çocuklara hapşırırken veya öksürürken burunlarını ve ağızlarını mendille kapatmalarını, kullanılmış mendilleri hemen çöp sepetine atmalarını öğretmek gerekir. Aile üyelerinden biri grip olmuşsa, hasta kişi dokunduktan sonra yüzeyleri (oyuncaklar, banyo muslukları ve kapı kolları gibi) temizlemek gerekir. Hasta bir çocuk varsa kendini iyi hissedene kadar okula ya da kreşe gönderilmemelidir” dedi.
(İHA)