damlayeltekin@gmail.com
Birazda toplumun iyileşmesi için elimize kırık dökük de olsa bir ayna almak, gördüğümüz varlığın farkına varmak lazım.
Bir kara delik gibidir bilinçaltı… İçten içe hep bir şeyler düşünülür orada. Fikirler gelir ve gelişir, gitmez ama su yüzüne de çıkmaz.
İnsan en çok yanlış yapmaktan korkmaz. Yanlış yaptığını kabullenmekten korkar. Yanılmak en çok zorlar Adem ve Havva’nın çocuklarını.
Kolaya kaçma eğilimi de belli bu denli fazla. Asıl olan yanılmak
mı? Doğruyu bulmak mı? Gündelik yaşantıda, kişinin kendi
geleceğini ya da toplumun geleceğini belirleyecek kararlarda
karşımıza hep bu çıkar. Bu yanılgı.
İnsan doğası gereği mi bilmem ama. Kolaya kaçar. Yanılmış olmayı
kabullenmenin yüceliği ortan kaybolur. Haksız olma ihtimali
insanın kendi canımı acıtacağı için insan da başkalarının canını
acıtmaya kendine hedef biçer.
Ayna tutmaz kimse kendine. Aslında kim olduğunu itiraf edemez. Etse… Aynaya bakma cesareti gösterse kendi yaralarını da anlar. Yaranın derinliğini de. İçten içe bilse de bilinçaltından patlayan volkanlara bile bakmaz. İnsan görmek istediği kadarını görür ve hisseder .
Biraz empati biraz özeleştiri.