Ülkü Ocakları Çanakkale İl Başkanlığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıldönümünde ikinci kez “Atatürk’ün İzinde Yürüyoruz” etkinliğini gerçekleştirdi. Atatürk’ün Çanakkale Cephesi’nde görev yaptığı Arıburnu cephe hattında yapılan anma yürüyüşüne; Milliyetçi Hareket Partisi Çanakkale İl Başkanı Hakan İmamoğlu, Merkez İlçe Başkanı Alparslan Çelik, Ülkü Ocakları Çanakkale İl Başkanı Baturhan Kaya, TÜRKAV Başkanı Mehmet Patan, Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı İlker Kurt,Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş ve vatandaşlar katıldı.
10 Ağustos 1915’te Anafartalar Grup Komutanı olarak Mehmetçiğe komuta ederken yaralandığı Conkbayırı’ndan başlayan yürüyüş, 57. Alay Şehitliği’nin bulunduğu Bombasırtı mevkiine kadar devam etti.
Ülkü Ocakları Çanakkale İl Başkanı Baturhan Kaya, yürüyüşte gerçekleştirdiği konuşmada şu ifadelere yer verdi: "10 Kasım bizler için sade bir matem günü değil, Atamızın izinde olmanın gururunu hissettiğimiz gündür. 10 Kasım, bizim için yalnızca bir anma günü değil, Atatürk’ün bıraktığı fikirleri ve onun yolunda yürüme azmimizi bir kez daha tazelediğimiz, kendimize olan güvenimizi yeniden sınadığımız bir gündür. Bugün burada toplandık, çünkü onun izinden gitmeye kararlıyız. Atatürk’ün bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi, bize yalnızca toprağı değil, bu topraklar üzerinde özgürce düşünebilmeyi, başımız dik yaşamayı miras bırakmıştır. Bu mirasa sahip çıkmak, onun hayalini yaşatmak demektir. Atatürk’ü anlamak, onun bağımsızlık ve çağdaşlık ideallerini ruhumuzda taşımakla mümkündür. Bu, sadece sözle değil, eylemle, çalışkanlıkla, her alanda kendimize güvenerek ortaya koyduğumuz bir duruşla olur. Ülkücü hareket olarak bizler, bu kutlu yolda yürümeyi kendimize görev bildik. Ülkücüler olarak, Atatürk’ün çağdaş medeniyetler hedefini benimsedik; çünkü biliyoruz ki, güçlü bir Türkiye ancak çağdaş değerleri özümseyen, tarihinden güç alan bir Türkiye olabilir. Cennet mekan Başbuğ Alparslan Türkeş’in de dediği gibi, bağımsızlık ve milli birlik bizler için her şeyin üzerindedir. Bu davaya gönül veren her genç, Atatürk’ün 'Bütün ümidim gençliktedir' sözüyle sorumluluğunu omuzlarında taşır. Bu sorumluluk, gerektiğinde zorluklara göğüs gerip Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutmayı gerektirir. Bugün bizlere düşen görev, Atatürk’ün bıraktığı bu değerleri özümsemek, onları korumak ve daha ileriye taşımaktır. Onun 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyerek Türk milletine emanet ettiği bağımsızlık ruhu, her birimizin yüreğinde bir meşale gibi yanmalıdır. 10 Kasım’da Atamızı anarken, sadece onun şahsına değil; onun bağımsızlık fikrine, özgürlük idealine ve milletine olan inancına bağlılığımızı tazeliyoruz. Ülkücüler olarak bu yolda yürümek, Türk milletinin birliğine ve beraberliğine her koşulda sahip çıkmak demektir. Bugün onun huzurunda bir kez daha ant içiyoruz: Bu emaneti asla yere düşürmeyecek, bayrağı daha da yükseklere taşıyacağız! Dışarıdan ya da içeriden gelen hiçbir tehdit, bu milletin özgürlüğüne, birliğine ve bağımsızlık aşkına zarar veremeyecek! Atatürk’ün açtığı yolda, onun değerlerine ve inkılaplarına sahip çıkarak, Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmak bizim en kutsal görevimizdir. Bugün, bu büyük davaya olan sadakatimizi haykırıyoruz: Atam, bize bıraktığın bu bağımsızlık mirasına ve bu cennet vatana layık olacağız. Söz veriyoruz ki, senin aziz hatıran önünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı için, çağdaş medeniyet yolunda canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Gözün arkada kalmasın, Ata’m; bizler buradayız, senin izinde, senin yolunda yürümekten asla vazgeçmeyeceğiz! Ne mutlu Türk’üm diyene!"
Yürüyüş, pilav ikramı ile son buldu.
(HABER MERKEZİ)