Karahan “Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdüreceğiz”

2024 yılı üçüncü Enflasyon Raporunun ana mesajlarını paylaşmak üzere düzenlenen toplantıda konuşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan dezenflasyon sürecinin öngördükleri şekilde başladığını belirtti. Karahan yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranlarının, TÜFE’deki mevcut kira enflasyonunun altında değer aldığını; bu durumun önümüzdeki dönemde yıllık kira enflasyonunun azalacağını gösterdiğini; dolayısıyla kira fiyatlarının düşeceğini söyledi.

865

TCMB Başkanı Fatih Karahan Enflasyon Raporu 2024-III’ün Tanıtımına İlişkin Bilgilendirme Toplantısında konuştu. Makroekonomik göstergelerin dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde ilerlediğini belirten Karahan, “Sıkı para politikası duruşumuz sonucunda kredi büyümesindeki yavaşlama son dönemde belirginleşti. Bir önceki Rapor döneminden bu yana değişmeyen tek unsur para politikasındaki kararlı duruşumuz. İlerleyen dönemde de bu duruşumuzu sürdürerek, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz.” dedi.

Makroekonomik görünüme ve para politikası duruşuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karahan, küresel ekonomik büyümede sınırlı toparlanma eğiliminin hizmetler sektörü öncülüğünde devam ettiğini söyledi.

Jeopolitik riskler ve arz yönlü faktörlerin emtia fiyatları üzerinde belirleyici etkisinin sürdüğünün altını çizen Karahan, enflasyon görünümüne bağlı olarak, gelişmiş ülkelerin bazılarının faiz indirim süreçlerine başladığını belirtti.

Yurt içi makroekonomik gelişmeler

Konuşmasında Yurt içi makroekonomik gelişmeler ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Karahan, şunları söyledi:

“2024 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler, iktisadi faaliyete iç talebin yıllık bazdaki katkısının, halen yüksek olmakla birlikte, azaldığını gösterdi. Bu dönemde net ihracat 2022 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez yıllık bazda büyümeye pozitif katkı verdi. Böylelikle, büyümenin talep yönünden kompozisyonu daha dengeli gerçekleşti.

İkinci çeyreğe ilişkin mevcut veriler ise yurt içi talepte yavaşlama gösteriyor. Perakende satış ve ticaret satış hacim endeksleri çeyreklik bazda azalış ima ediyor.

Perakende satış hacmindeki bu azalış, elektrikli eşya ve mobilya gibi finansman koşullarına duyarlı harcama kalemlerinde daha belirgin. İmalat sanayi firmalarının yurt içi sipariş beklentileri, temmuz ayı itibarıyla çeyreklik bazda gerilemeyi sürdürdü.

Kartla yapılan harcamalar, seviye olarak yüksek olmakla birlikte, son dönemde görece yatay seyretti.

Gıda, giyim ve yemek gibi zorunlu harcamaların yatay seyrettiğini görüyoruz. Kuyumculuk, elektronik ve araç kiralama gibi ihtiyari harcamaların ise son dönemde azaldığını izliyoruz.

Parasal sıkılaşma, özellikle ihtiyari harcamalarda etkisini gösteriyor. Nitekim, beyaz eşya ve otomobil satışlarındaki azalma da bu değerlendirmemizi destekler nitelikte.

Bu noktada altını çizmek isterim ki; sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme devam edecektir. Yılın geri kalanında negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığı, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacaktır. İç talepteki dengelenmeye paralel olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz.

Bunun yansımasıyla, ikinci çeyrekte, cari açığın millî gelire oranının yüzde 2,5’in altına gerilediğini tahmin ediyoruz. Temmuz ayı itibarıyla ise yıllıklandırılmış cari açığın gerilemesini sürdürerek 20 milyar dolar civarına inmesini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde, sıkı parasal duruşumuzla uyumlu olarak cari dengedeki olumlu seyrin süreceğini öngörüyoruz.”

“Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlamanın sürdüğünü görüyoruz”

Mayıs ayında tepe noktasına ulaşan yıllık enflasyonun, takip eden iki ayda düşüş sergilediğini söyleyen Karahan konuşmasına şöyle devam etti:

“Çeşitli göstergelerin yakın dönem seyrine baktığımızda, enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlamanın sürdüğünü görüyoruz. Son altı ayda ortalama yüzde 2,9 olan ana eğilim, son 3 ayda yüzde 2,6’ya, son iki ayda ise yüzde 2,4’e geriledi. Enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama, öngörülerimizle uyumlu seyretti. Hizmet enflasyonu son dönemde yavaşlıyor olsa da bu gruptaki fiyat artışlarının, temel mallara kıyasla güçlü olduğunu görüyoruz.

Hizmet sektörü genelinde yaygın olan zamana bağlı ve geriye dönük fiyatlama davranışı, hizmet enflasyonundaki zayıflamanın gecikmeli olarak gerçekleşmesine neden oluyor.”

“Kira enflasyonu yüksek ataleti ile ön plana çıkıyor”

Ataletin hizmet grubunda mal grubuna göre yüksek olduğunu gördüklerini belirten Başkan Karahan, hizmet alt kalemleri arasında özellikle kira enflasyonunun yüksek ataleti ile ön plana çıktığını söyledi. Karahan “Nitekim, kira yıllık enflasyonu tüketici fiyatları ana grupları arasında halen yüksek seyri ile dikkat çekiyor. Buna karşın, öncü göstergeler bir süredir yönünü aşağı çevirdi.

Gerek internetteki ilan fiyatları gerekse konut kredisi değerleme raporlarına dayanan göstergelerimiz uzun süredir azalış eğiliminde.

Perakende Ödeme Sistemi verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları, TÜFE’deki mevcut kira enflasyonunun altında değer almakta. Bu durum, önümüzdeki dönemde yıllık kira enflasyonunun azalacağını ima ediyor.” dedi.

Orta vadeli tahminler

Merkez Bankasının orta vadeli tahminlerini de kamuoyu ile paylaşan Başkan Karahan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Dış talebe ilişkin varsayımlarımızı 2024 ve 2025 yılları için sınırlı bir miktar güncelledik.

Ham petrol fiyatı varsayımımızı gerçekleşme kaynaklı olarak 2024 yılı için aşağı çekerken, 2025 yılı için büyük oranda koruduk.

Gıda fiyatları varsayımımızı ise sabit tuttuk.

Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de korunacağını tahminlerimizde dikkate aldık.

Bu çerçevede, 2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerimizde değişikliğe gitmedik. Enflasyonun, 2024 yıl sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyoruz.

2025 ve 2026 tahminlerini ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.

Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle, 2024’e denk gelen tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi. Ancak, son dönem jeopolitik gelişmeler ve küresel finansal oynaklıklar neticesinde artan belirsizlikler nedeniyle, tahmin aralığımızı yüzde 34 ile 42 arasında koruduk.

2024 yıl sonu tahmin muhasebesine baktığımızda aşağı ve yukarı yönlü etkilerin birbirini dengelediğini görüyoruz.

Talep koşullarındaki dengelenme ve enflasyon beklentilerindeki gerilemenin öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşmesi, tahminimizi 0,2’şer puan yukarı yönlü etkiledi.

Buna karşılık, Türk lirası cinsi ithalat fiyatları ve yönetilen-yönlendirilen fiyat varsayımlarımızdan gelen toplam etkiyi -0,4 puan olarak hesaplıyoruz.

Yıllık enflasyonun mayıs ayında zirveye ulaşmasıyla, politika iletişiminde sıklıkla vurguladığımız dezenflasyon dönemine girmiş bulunmaktayız.

Yılın üçüncü çeyreğinde geçen yıldan gelen olumlu baz etkisinin de katkısıyla enflasyon belirgin şekilde gerileyecek.

Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek.

Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Ayrıca, finansal koşullardaki sıkılaşmayla beraber talep koşullarında görülen dengelenmenin önümüzdeki dönemde daha da belirginleşeceğini tahmin ediyoruz.

Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz.

Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının eşgüdümü de bu sürece katkı sağlayacak.

Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.

Daha önce de vurguladığımız gibi, bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz:

Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. Bu kapsamda, ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakından izliyoruz.

İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Bu çerçevede, geniş kapsamlı enflasyon beklentisi göstergelerini takip ediyoruz.

Her iki kriterde de alınacak mesafe olduğunu değerlendiriyoruz. Bu nedenle, para politikasında sıkılığı korumaya devam edeceğiz.

Bir kez daha altını çizmek isterim ki; fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur.

Haziran’da başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.”

Toplantı soru-cevap bölümü ile devam etti.

(HADİYE AYŞE İRİM)
Paylaş