ÇOMÜ’nün Istakoz Yetiştirme Projeleri deniz ekosistemine katkı sağlıyor

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi  Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, uzun yıllardır yürüttüğü ıstakoz yetiştirme projeleriyle deniz ekosisteminin korunmasına ve sürdürülebilirliğine önemli katkılarda bulunuyor.

1859

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, yıllardır sürdürdüğü ıstakoz yetiştirme projeleriyle deniz ekosisteminin korunmasına önemli katkılarda bulunuyor. Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, denizlerin biyolojik çeşitliliğini korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla yetiştirdiği ıstakozları düzenli aralıklarla denizlere salarak, deniz yaşamını destekliyor.

“Gelecek nesillere daha sağlıklı bir deniz bırakma amacımızın somut örnekleridir”

Bu değerli çalışmaları yerinde görmek üzere üniversitemizi ziyaret eden Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ıstakoz yetiştirme alanlarımızı inceledi ve yetiştirilen ıstakozları bizzat denize saldı. Prof. Dr. Özvar, üniversitemizin bu alandaki faaliyetlerini takdirle karşıladığını belirterek, “ÇOMÜ’nün deniz ekosistemini koruma konusundaki çalışmaları, sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor. Bu tür projeler, gelecek nesillere daha sağlıklı bir deniz bırakma amacımızın somut örnekleridir” dedi.

“Birlikte daha büyük başarılara imza atacağımıza olan inancım tamdır”

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, “Denizlerimizin biyolojik çeşitliliğini koruma yolunda gösterdiğiniz özveri ve gayret, üniversitemizi daha da ileriye taşıyacak güçtedir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Birlikte daha büyük başarılara imza atacağımıza olan inancım tamdır” diyerek, tüm ekibe teşekkürlerini iletti.

Yapılan açıklamada, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilirliği adına gerçekleştirdiğimiz çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz. Hep birlikte mavi vatanda daha sürdürülebilir geleceğe” denildi.

(SAİM TUNÇMAN)
Paylaş